10 Nisan 2016 Pazar

Cehennem, Dan Brown

Dan Brown okumayalı çok olmuştu. Aslında bu bloga yazmayali da epey olmuş. Bu şekilde ayrı mı kalsın yoksa senede bir yazdığım (!) asıl bloga mı eklemeliyim emin olamadım. Neyse başlayalım..

Kahramanımız Robert Langdon bu sefer gözlerini bir hastanede açar. Son 1-2 günlük hafızasını kaybetmiştir lakin bunu anlaması da ayıldıktan sonra birkaç gününü alacaktır :)

Kitabın başından sonuna, ha arada İstanbul da var süpriz olarak, İtalya sokaklarında yaşayacaksınız. Saraylar, bahçeler, efendime söyleyeyim müzeler, tablolar ve tabi ki Dante. Kitap zaten Dante'nin eserleri üzerine kurulmuş gibi. Dante'nin İlahi Komedya'sı, Dantenin şiirleri, Dante'nin maskesi.. Bu arada İlahi Komedya'yı okumadım ama hep merak etmişimdir. Cennet ve Cehennemden bahsettiği söylenir. İsminde komedya geçmesinin sebebiyse, Dante'nin yazdığı dönemlerde kitaplar ikiye ayrılırmış: Trajedyalar ve komedyalar yani trajedi olmayanlar :) Yani aslında kitabın komiklikle uzaktan yakından alakası yok..

Kitabın konusuna gelince, dünya nüfüsunun hızla artmakta olduğunu ve bu artışın bizi sona çok hızlı bir şekilde yaklaştırdığını keşfeden bir bilimadamı var. Konuyu Dünya Sağlık Örgütüne de söylerek yardım istiyor ama istediği şey insan nüfusunun 3 te biri kadarını öldürmek. Dünya Sağlık Örgütü böyle bir şeye tabi ki de evet demez ama bizim adam da fikrinden caymaz. Eee kahramanımızın tüm bunlarla bağlantısı nedir derseniz, alın okuyun, kısa zamanda bitiyor zaten :)

Okuyucu Notu : Ben genel olarak bilim-kurgu, fantastik ya da biyografi tarzında kitaplar seviyorum. Aslında yelpazem baya geniş, polisiye de severim, cinayetli falan korku kitaplarını da severim. Ama fantastik favorimdir, Rüzgarın Adı, Yüzüklerin Efendisi gibi. O yüzden puanını çok yüksek tutamayacağım yine de 7 veriyorum.

Hiç yorum yok: